
Bir Numara…
Bir pazar sabahı mutfakta hızlıca kahvaltı hazırlıyordum. Acelem yoktu ama içimden bir ses normal bir gün olmayacağının sinyalini vermeye başlamıştı. Tezgahın üzeri yarım kalan krep...
Bir pazar sabahı mutfakta hızlıca kahvaltı hazırlıyordum. Acelem yoktu ama içimden bir ses normal bir gün olmayacağının sinyalini vermeye başlamıştı. Tezgahın üzeri yarım kalan krep...
Kişiliğim, hayallerim, karakterim, bedenim dünyanın ağırlığı altında ezildi. İnsan ufacık kalınca, geri kalan her şey çok büyük geliyor. Yaralarım taze, yüzlerce yıl öncesinden kalmasına rağmen....
Gözyaşlarını silmek için gözlüğünü çıkarmak zorunda kalmıştı. Oturduğu sedirin tahtaları en ufak bir hareketinde gıcırdıyordu. O yüzden yavaşça gözlüğünü hemen camın önüne, kaç yıldır orada...
Boğaz dile gelse, binlerce yıllık zaman süzgecinde kaç farklı lisan, insan, tören ve kaç farklı eserin yapılış ve kayboluş hikayesini anlatırdı. Güneşin ışıkları, rüzgarın uğultusu,...
Annesi ve babasını kaybedeli yıllar olmuş, kardeşi ise hiç olmamıştı. Kuzenleri, akrabaları vardı fakat onlarla da pek sık görüşmezdi. Bir keresinde evlenmeye niyetlenmişti fakat onda...
Fotoğraf albümünden çıktı. Kurumuş bir yaprak yıllardır sakladığım. Hatıralarımın dışı sararmış sanki. Kitap arasında saklardım eskiden saf anılarımı. Zaman gelmiş bir albümün içinde kalmışız birlikte....
-günümüz- Sabahın bu erken saatlerini uykusuz kılan martı çığlıkları, yırtılan pamuklu kumaş gibi insanın kulağını tırmalıyordu. Bu eve taşındığı günden beri her şeye alışmıştı ama...
SUAL “Bugün nasılsın?” En sevmediği sorulardan biriydi bu. Önce zamana, sonra kendine takıldı sorunun ayakları. Çift nefeslik bir sessizlik yaşandı. “Bu hayatta ne kadar...
Yanakların gibi al aldı gecemiz Bir yanımda sen, Diğer yanımda hiç olmamış ben Yananların ahı avucumda Saçılmışız dört bir yana Bir soluk sen, bir tutam...